TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ
Geçmişten Geleceğe Anadolu'da Malzeme ve Mimarlık Sempozyum / UIA 2005 XXII. Dünya Mimarlık Kongresi
4–5 Temmuz 2005. İTÜ Taşkışla, 109
Düzenleyen: Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
Yapı Malzemeleri Komitesi: Firuzan Baytop, Bülend Ceylan, Halit Yaşa Ersoy, Mehmet Ş. Küçükdoğu, Şener Macit, Necip Mutlu, Hasan Cevat Özdil, Leyla Tanaçan. Uğur Tarhan, İbrahim Uysal, Sami Yılmaztürk
Komite Sekreteri: Fehiman Yurttaş
Komite Bilim ve Danışma Kurulu: M. Süheyl Akman, Prof. Dr. (İTÜ); Fevziye Aköz, Prof. Dr, (YTÜ); Firuzan Baytop, Y. Mimar; Murat Eriç. Prof. Dr. (MSÜ); Halil Yaşa Ersoy, Prof. Dr. (MSÜ); Erol Gürdal, Prof. Dr. (İTÜ); Mehmet Ş. Küçükdoğu, Prof. Dr, (IKÜ); Leyla Tanaçan. Doç. Dr. (İTÜ); Canan Taşdemir,
Prof. Dr. (İTÜ); Nabi Yüzer, Doç. Dr. (YTÜ)
Geçmişten Geleceğe Anadolu'da Malzeme ve Mimarlık
UIA 2005 Istanbul Kongresi Bildirileri kitabında Prof. Önder Küçükerman ve Doç DR. Suha Erda tarafından verilen bildiri
ISBN 9944–89–092–8
Birinci Baskı: 750 adet, Nisan 2006
Yayımlayan: © TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
TMMOB MİMARLAR ODASI İSTANBUL BÜYÜKKENT ŞUBESİ
UIA 2005 XXII. Dünya Mimarlık Kongresi
Geçmişten Geleceğe Anadolu'da Malzeme ve Mimarlık Sempozyumu
4–5 Temmuz 2005. İTÜ Taşkışla, 109
UIA 2005 Istanbul Kongresi kitabındaki Bildiriler ile Prof. Önder Küçükerman ve Doç Dr. Suha Erda tarafından verilen bildiri
Düzenleyen: Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Yapı Malzemeleri Komitesi: Firuzan Baytop, Bülend Ceylan, Halit Yaşa Ersoy, Mehmet Ş. Küçükdoğu, Şener Macit, Necip Mutlu, Hasan Cevat Özdil, Leyla Tanaçan. Uğur Tarhan, İbrahim Uysal, Sami Yılmaztürk
Komite Sekreteri: Fehiman Yurttaş
Komite Bilim ve Danışma Kurulu: M. Süheyl Akman, Prof. Dr. (İTÜ); Fevziye Aköz, Prof. Dr, (YTÜ); Firuzan Baytop, Y. Mimar; Murat Eriç. Prof. Dr. (MSÜ); Halil Yaşa Ersoy, Prof. Dr. (MSÜ); Erol Gürdal, Prof. Dr. (İTÜ); Mehmet Ş. Küçükdoğu, Prof. Dr, (IKÜ); Leyla Tanaçan. Doç. Dr. (İTÜ); Canan Taşdemir,
Prof. Dr. (İTÜ); Nabi Yüzer, Doç. Dr. (YTÜ)
Geçmişten Geleceğe Anadolu'da Malzeme ve Mimarlık
ISBN 9944–89–092–8
Birinci Baskı: 750 adet, Nisan 2006
Yayımlayan: © TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi
İletişim: Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası Barbaros Bulvarı
Beşiktaş 34349 İstanbul, Tel: (0212) 227 69 10 - Faks: (0212) 236 85 26
Htpp:/www. mimarist. org - E-Posta: [email protected]
Kaynak gösterilerek yapılacak kısa alıntılar dışında yayımcının yazılı izni olmadan hiçbir yolla çoğaltılamaz.
Yayıma Hazırlayan: Fehiman Yurttaş
Katkıda Bulunan: Hasan Cevat Özdil
Kapak: Nilgün Kara Babacan
Baskı: Çizgi Basım Yayın Ltd. Şti. 0212.251 83 13, İstanbul
Bu etkinlik Seramik Federasyonu-Timder, Ege Seramik ve Tekmar Mermer tarafından desteklenmiştir.
İÇİNDEKİLER
Açılış Konuşması
Prof. Dr. Erol Gürdal, Yapı Malzemeleri Komitesi Bilim ve Danışma Kurulu Başkanı, 11
Sempozyum Sunuşu
Prof. Dr. Halit Yaşa Ersoy, Yapı Malzemeleri Komitesi Bilim ve Danışma Kurulu Üyesi, 13
Çağlar Boyunca Anadolu'da Malzeme ve Mimarlık
Birinci Oturum: Çağlar Boyunca Anadolu'da Malzeme ve Mimarlık
Oturum Başkanı: İbrahim Uysal, Yapı Malzemeleri Komitesi Başkanı
1. SUNUŞ
Doç. Dr. Erhan Bıçakçı, 19
Tarih Öncesi Devirlerde Malzeme ve Mimarlık
2. SUNUŞ
Doç. Dr. Turgut Saner, 61
Yunan ve Roma Dönemlerinde Malzeme ve Mimarlık
3. SUNUŞ
Prof. Dr. Metin Ahunbay, 68
Bizans Yapım Teknikleri
4. SUNUŞ
Prof. Dr. Ayşıl Tükel Yavuz, 79
Selçuklu Döneminde Malzeme ve Mimarlık İlişkisi
Dünya Mimarlığına Armağan: 'ANADOLU'
Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, 145
Yeni Veriler Işığında Anadolu Mimarisinin Dünya Mimarisine Katkıları
İkinci Oturum: Çağlar Boyunca Mimarlık ve Malzeme İlişkilerinin Tematik İrdelemesi
Oturum Başkanı: Prof. Dr. Canan Taşdemir, Yapı Malzemeleri Komitesi Bilim ve Danışma Kurulu Üyesi
1. SUNUŞ
Prof. Ataman Demir, 163
Anadolu'da Kent ve Konut
2. SUNUŞ
Doç. Dr. Can Binan, 179
Anadolu'da Ulaşım ve Konaklama Yapıları Bağlamında Mimarlık, Malzeme ve Yapı Üretimi Üzerine Yorumlar
Üçüncü Oturum: Çağlar Boyunca Malzeme ve Mimarlık Üzerine 2 Değerlendirme
Oturum Başkanı: Doç. Dr. Leyla Tanaçan, Yapı Malzemeleri Komitesi Bilim ve Danışma Kurulu Üyesi
1.Sunuş
Prof. Dr. Oğuz Ceylan-Yard. Doç. Dr. Turgay Gökçen, 213
Çağlar Boyu Göç ve Ticaret Yollarının Kesiştiği Anadolu'da İnsan Hareketlerinin Malzeme ve Mimari İlişkilerine Etkileri
2.Sunuş
Prof. Dr. Önder Küçükerman-Doç. Dr. Süha Erda, 226
Sanayi Devrimi Sonrası Artan İletişim Olanakları ve Küreselleşmenin Malzeme-Mimarlık İlişkilerinde Yerellik ve Özgünlüğe Etkileri / Anadolu Örneği Üzerinde Bir İrdeleme
BİLDİRİ METNİ
“Sanayi Devrimi” ve Osmanlı’da Değişimin Başlangıcı
Sanayi Devrimi, 1850’li yıllardan başlayarak Osmanlı İmparatorluğu’nda her alanda ve özellikle de günlük yaşam, mimarlık, mekan ve ürün kimliği üzerinde çok önemli değişimler yapmıştır.
Geniş toprakları bulunan Osmanlı İmparatorluğu, “Sanayi Devrimi”nin değiştirici etkisinden değişik oranlarda etkilenmişti. Başkent İstanbul, bu değişimin ana eksenini oluşturuyordu. Avrupa’daki topraklarda, başta Selanik olmak üzere, canlı bir etkileşim vardı. Afrika’da ise, özellikle liman bölgelerinde iletişimin açıklığı oranında yaşanıyordu.
Anadolu’da ise, kıyılardaki hızlı değişime karşılık, özellikle orta ve doğu bölgelerde, iletişim kanalları sınırlı olan yerel düzen, bu değişime belirli ölçülerde katılıyordu. Buna rağmen, en ulaşılmaz gibi görünen kesimlerde bile bazen kamu binaları yardımıyla “Sanayi devrimi”nin yenilikleri yaygınlaşabiliyordu. (Resim: 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11)
1830: “Sanayi Devrimi”, “Tanzimat” Ve “… Avrupai Tarz…”
“Sanayi Devrimi”nin etkileri, İstanbul başta olmak üzere İmparatorluğun tümünde yoğun bir biçimde hissedilmiştir. Bunun ilk belirtileri, 1830’lu yıllarda “Tanzimat” adı altında başlatılan değişimdi ve ülkeye her alanda olduğu gibi, sanayi ve tasarım alanında da yeni örgütlenme düzeni ve yasal düzenlemeler getirmişti. En büyük yeniliklerden birisi, Müslüman-gayrimüslim ayırımının ortadan kaldırılmasıydı. Bu sürecin doğal bir sonucu olarak, “Sanayi Devrimi”nin yeni ürünleri ile desteklenen Batı’lı yaşam biçiminin isteklerini karşılamak için gereken sanayi ortamı oluşmuştu. (Resim: 12, 13, 14, 15)
Bu değişim, aynı zamanda yeni bir mekan kimliğinin merkezini de İstanbul’da yaratacaktı: Yüzlerce yıl boyunca bir Anadolu geleneği ve kimliği olan “Halı-sedir- sandık' üçlüsü, artık “İskemle-masa-dolap” üçlüsünün oluşturduğu yeni bir kimlik ile karşılaşıyordu. (Resim: 16, 17)
Aynı yıllarda Avrupa’yı tanıyanların sayısı çoğalıyor ve her fırsatta da “Avrupai tarzda imar ve ıslah” istiyorlardı. Bu nedenle, geleneksel Osmanlı yaşamı, Batıdan gelen bu güçlü rüzgarın çok sayıdaki yeni ve değişik ürünleri ile karşı karşıyaydı. Diğer yandan, bu değişim büyük bir ticaret gücüne sahipti ve gerçekten de 1850’li yıllardan sonra, Avrupa ve Amerikan sanayii İstanbul’a akmaya başlamıştı.
Bu değişim ortamı içinde geleneksel alanlara göre daha “parıltılı” mimarlık alanları da genişliyordu. Hastane, “Postane”, “Otel”, “Restoran”, “Tramvay”, “Tünel”, “Vapur”, “Elektrik”, “Havagazı”, “İskele”, “Bilet gişesi”, “Banka” ve “Fabrika” gibi bir dizi yeni mimari için yeni tasarım ve malzeme gerekiyordu.
Bu yoğun değişim içinde şehirlerin tasarlanması ve kullanılması için gereken hizmetler karmaşıklaştığı için “Şehremaneti” ve “Şehir Meclisi” kurulmuştu. Yol, kaldırım yapımı ve onarımı, su yolları proje ve planları “Şehremaneti mühendisi” tarafından hazırlanıyordu. 1857 yılında İstanbul’da panayır, tiyatro, çarşı, lokanta ve mektepler ile balolar, kahvehaneler, meyhaneler ve bu gibi toplumsal mekanlar… “ Şehir Meclisi tarafından denetleniyordu…”.
Ancak, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki bu büyük değişimin ilk örnekleri en açık biçimde, Topkapı Sarayı ile Dolmabahçe Sarayı kıyaslandığında görülebilir:
“Doğu” kimliğini simgeleyen Topkapı Sarayı’nın doğaya dönük, tek katlı ortamında, insan sesi, rüzgar sesi, kuş sesi, at sesinden başka bir ses duyulmazdı.
Oysa “Makine” sesi ile birlikte gelişen ve yaşam bulan “Sanayi Devrimi”ni bu eski sarayda karşılamak imkansızdı.
O nedenledir ki, “Sanayi Devrimi”, Osmanlı İmparatorluğu’na mekanı, malzemesi ve ürün tasarımı açısından uygun olan bir saraydan girebilecekti. İşte bu yüzden “Yeniliğin simgesi” olan Dolmabahçe Sarayı, dönemin “ … en Batılı mimarlığı ve sanayi malzemesiyle…” inşa edilmiş, bütün mekanları da en yeni malzemeyle üretilmiş ürünlerle donatılmıştı. Bu sarayın belki de en önemli özelliği, yeni bir tasarım kimliğinin temellerinin atılmasındaki çok önemli rolüdür.
Sonuçta da 150 yıl önce tasarlanan ve inşa edilen bu sarayda, makine sesi, motor sesi, vapur dumanı, telefon sesi, yani “sanayinin sesi” duyulmaya ve ülkenin tasarım düşüncelerini değiştirmeye başlamıştı.
Mimarlığının yaşadığı büyük bir değişim süreci de işte bu örnekle hız almış ve yaklaşık 150 yıl boyunca özellikle de malzeme ve sanayi açısından “Küresellik” ile “yerellik” değerleri etkisinde biçimler almıştır. (Resim: 18, 19)
Şimdi 150 yıllık bu gelişimi çok kalın çizgilerle tanımlamaya çalışalım:
Devam ediyor...